YOKLUGUNDA
Yoklugunda icimin karanligi eksilmez
Dakikalar uzar da gece bitmek bilmez
Sadece uzaklarda yanip söner o ışık
Kutup yıldızı gibi görülür, erişilmez.
UMIT YASAR OĞUZCAN

VEDA
Hani o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda buseni
Yüzüne bu türlü bakmayacaktın?
Hani ey gözlerim bu son vedada,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?
Gelse de en acı sözler dilime
Uçacak sanırdım birkaç kelime...
Bir alev halinde düştün elime
Hani ey gözyaşım akmayacaktın?
Orhan Seyfi Orhon

GIDEN GENCLIĞE
Umudum, heyecanim bitmez pinardi bitti
Gencligim deli dolu esen ruzgardi, gitti
Neydi o sarhosluklar, dunyaya bos vermeler
O bir baska mevsimdi, bir ilkbahardi gitti
Tadi, rengi degisti birer birer her seyin
En mutlu, en doyulmaz yasantilardi, gitti
Cektiler ellerini elimden sevgililer
Bir zaman bu gonulde kimler yasardi, gitti
Hani hic bitmeyecek sandigim guzellikler
Ne sevincler, gulusler ve neler vardi, gitti
Kalakaldim boyle ben ortada paramparca
Her gelen yuregimden bir sey kopardi, gitti
Hey benim doyamadigim deli fisek gencligim
Icimde bir zamanlar bir kor yanardi, bitti
UMIT YASAR OĞUZCAN

YALNIZLIĞIM
Bir aşk bulsam, yağmurunda ıslansam
Bir dost bulsam, irfanında beslensem
Bir dağ bulsam, sinesine yaslansam
Yalınızlığım bitermola, bilmemki?
A.KARAKOÇ

|
BOŞA GELİP BOŞA GİDENLER
Dünya çirkef, düzen bozuk
Geldiğin neye yarar ki?
Sonu ağlamaktır, yazık
Güldüğün neye yarar ki?
Geleceksin,gideceksin
Tükenecek,biteceksin
Akibet kaybedeceksin
Bulduğun neye yarar ki?
Ha ahiret, ha burası
Bir nefeslik yol arası;
Miras kalacak mirası
Böldüğün neye yarar ki?
Mal alırsın, mülk alırsın
Saat, çizme, kürk alırsın
Birgün çır-çıplak kalırsın
Aldığın neye yarar ki?
Hesabın, kitabın derin
Çoktur icadın, eserin
Yoksa rabbinden haberin
Bildiğin neye yarar ki?
Hani nerde şükür sabır
İman taklit, amel cebir
Haram kefen, nursuz kabir
Öldüğün neye yarar ki?
A.KARAKOÇ
KALMAK TÜRKÜSÜ
Daha gidilecek yerlerimiz var
Şu sohbetini dinler gideriz
Coştukça şarkılar, türküler, sazlar
Rakı mı, şarap mı, içer gideriz
Geçse de umudun baharı yazı
Gözlerde kalıyor yaşanmış izi
Kimseler kınamaz burada bizi
Ne varsa hesabı öder gideriz
Söyleyecek sözü olan anlatsın
İsterse içine yalan da katsın
Yeter ki kendinden, bizden söz etsin
Yalanı doğruyu sezer gideriz
Neler gördük neler bu güne kadar
Daha gidilecek yerlerimiz var
Bizi buralarda unutamazlar
Kalacak bir türkü söyler gideriz
Sevgiye var olduk sevdik sevildik
Kavgalara girdik öldük dirildik
Bir anlam fırını icinde piştik
Anlamlı güzeli sever gideriz.
Özdemir Asaf

YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi, olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın bütün dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.
Ataol BEHRAMOĞLU
Of Ulan Off!
Kaşlarında kalem
Dudağında salem
Sosyetik olmuş haspam
Of ulan off!
Ahmed'in de bir Leyla'sı var
Kibar Leyla'sı
Tango Leyla'sı
Haspam aklı sıra
Yıldızlar kadar uzak benden
Varsın uzak olsun
Komşu kızı o
Onun sosyetesi varsa
Agop'un meyhanesi de bizim için
Of ulan off!
Yaşken eğmediler beni
Kibar konuşmasını
Dans etmesini öğretmediler bana
Bir 'selamın aleyküm' demesini bilirim gelince
Bir de 'eyvallah' demesini giderken
Selam verdik 'bonjur' dedi
Göz kırptık 'yes' dedi
Kes dedim kes
Ulan ne anlarım ben bu lisandan
Bir sosyete
Bir kibarlık tutturmuş gidiyor
gidiyor ama nereye
Bıçağın ağzı gibi inceldi sabrım
Dinamit gibiyim
Ha şimdi patlayacağım
Ha birazdan
Ulan ağaçkakan mısın nesin be
Delik deşik ettin tutkularımı
Kafamı bozma kız kafamı bozma
Alırım aşağı façanı
Of ulan Off
Ulan beyefendiler
Ulan sosyetik züppeler
Anam avradım olsun
Topunuzu bir şişe rakıya değişirsem eğer
Hey Agop
Ne oldu bizim çilingir sofrası
Gönder dedik yarım
Leyla partilerde
Biz meyhanelerde kafayı bulalım
Haa eskilerden bir şarkı çal amanı bol olsun
Of ulan off
Kavanoz dipli dünya off
Sen yok musun...
Ahmet Selçuk İlkan
|